Bazı insanlar vardır ki hayat enerjinizi ve ışığınızı çalarlar, kendinizi değersiz ve mutsuz hissetmenizi sağlar, örneğin mutlusunuzdur ve o enerji ve hevesle bir şey anlatacakken, o heves kursağınızda kalır ve yüzünüz düşer. Yaptığınız bir hatayı farkettiğinde kırıcı bir dille anlatır, üstelik bunu dost acı söyler ve sana yardım ediyormuş mantığı ile yapar işte bu yüzden kendinizi sorgularsınız ve bu cendereden çıkamazsınız. Asl olan, beyninizin Alfa beta theta delta ve gama dalgaları sayesinde hissettiğidir yani acı sözü ve eleştiriyi acıtmadan söylenmesi ve eleştirinin yapıcı etkilerinin eksikliğidir. Eleştiri insan hayatın da elbette olmalı, fakat bu eleştiri sizi yargılaycı ve aşağılayıcı değil, daha iyiye götürecek cinsten olmalıdır. Enerji vampiri denilen bu kişiler, kişinin akıl sağlığını sorgulamasına, kendini mutsuz ve huzursuz hissetmesine neden olurlar. Tavırlarındaki negatif etkiden, ortama yaydıkları huzursuzluk hissinden, 6. hissi kuvvetli dediğimiz sezgisel zekaya sahip, duygusal ve hassas kişiler daha fazla etkilenirler. Saygısız empatiden uzak, farkındalık düzeyi düşük, bencil, alaycı kişilerin üzerimizde oluşturduğu etkilerin başında ruh sağlığınızın bozulması, ses kısılması, sesinizin içine kaçması, kalp çarpıntısı, el titremesi, yüzünüzdeki çehre değişikliği, terleme ve öfke patlamaları gibi fizyolojik etkiler görüldüğünde, sağlığınız ciddi bir şekilde bozulmaya başlamıştır ve harekete geçme zamanınız gelmiştir. Uzmanından psikolojik yardım, terapi veya durumun yoğunluğu nispetinde tedavi edilmesi gereken kişi odur fakat bu kişiler genelde tedaviyi red ettikleri için, olumsuz etkiledikleri insanlar profesyonel yardım alırlar.
Tedavi dışında yapabilecekleriniz ise; bu kişi çok yakınınız değilse, aranıza mesafe koyabilirsiniz. Kendinizi kötü, değersiz ve mutsuz hissettiren bu kişi hayatımızdan çıkaramadığımız, mecburen görüşmek zorunda olduğunuz biri ise, kendinizi korumanıza yardımcı olabilecek teknikler şunlardır:
- Daima son sözü o söylesin, örneğin; görüşürüz dediğinde sözlü cevap yerine el işareti yada kısa bir cevap verin.
- Menfaatiniz dışındaki size yarar sağlamayan gereksiz iletişimlerden kaçının ve mümkün olduğunca az iletişim kurun veya iletişimi minimuma indirin. Cevap ve soru öncesi soracağınız sorunun veya cevabın gerekliliğini düşünün.
- Minimum iletişim = maksimum verim, isteklerinizi yaptırma da 1 sıfır önde olun.
- Minimum iletişim = maksimum huzur. Bu sözü destekleyen çok muhabbet tez ayrılık getirir sözünü bilirsiniz.
- Gereksiz yorum ve açıklamalardan kaçının ve her soruya uzun ve açıklayıcı cevap vermeyin ve tez canlı olma konusunda kendinizi frenleyin, çünkü bulduğunuz her çözüme bir kulp takarak kendinizi kötü hissetmenizi sağlayacak ve siz yine o derin pişmanlık hissine kapılacaksınız.
- Bazen hoş olsa da espri ve şaka yapmamaya özen gösterip, Hz. Ömer’in çok gülenin heybeti azalır, çok şaka yapan hafife alınır sözünü unutmayın. ‘Ağır ol batman gelesin’, ölçülü davranma konusunda söylenmiş güzel bir atasözüdür.
- Sebep Sonuç İlişkisi; Kendinizi eleştirdiğiniz konuları dile getirip karşı tarafa fırsat vermeyi bırakın örneğin; şu kilolardan ne yaptımsa kurtulamadım dediğinizde, şu göbeğine bak, biraz ağzını tut, balon gibi patlayacaksın yakında” gibi bir geri dönüşüm alabilirsiniz bu da bilinçaltınıza ben boğazına dikkat etmeyen, iradesiz, yetersiz, zayıf karakterli, biriyim olarak yansıyacaktır. Buna Türkçe’de bülbülün çilesi dili belasıdır denir.
- Manipülasyona maruz kaldığınız da öfkeli bir cevap vermek isteyebilir, ona haddini bildirmeliyim yoksa ezik, onursuz, zayıf birisi olarak görünürüm ve güzel bir ders verirsem ne bana ne de başka kimseye böyle davranamaz diyebilirsiniz fakat bu bir çözüm değildir hatta agresif kontrolsüz tuhaf görünmenize sebep olur çünkü bu kişiler tedavi edilmedikleri takdir de davranışların da haklı olduklarına inandıkları için verecekleri cevap kendinizi daha kötü hissetmenizi sağlayacaktır, ayrıca sizin tetiklenmeniz ve cevap vermeniz onları mutlu eder. Bunun yerine manipülatif ve alaycı gülümsemeyi tercih edin ki bırakın onlar öfkelensin.
- Bu yorucu ve yıpratıcı insanlara asla, elbisen çok güzel, saçların harika görünüyor, zayıflamayı başarmışsın, sınavdan AA almışsın gibi iltifat etmeyin, iltifattan beslenen bu kişiler, güzelliğinin veya başarısının dile getirilmesinden mutlu olurlar ve sadece bu konu da size teşekkür ederler. Sizde kabul gören düşünceniz neticesinde diğer duygu ve düşüncelerinizi dile getirme eğilimine girersiniz, ve manipülasyona maruz kalmanız tam da bu nokta da başlar. Sözlerinizin dikkate alınmaması, saçmalıyorsun, sus artık tıpkı …. gibisin veya görüşünüzün önemsiz ve yanlış olduğunu kaba bir dille ifade eder. Sizde bu sindirme, demoralizasyon, bazen de azarlanmaya maruz kalarak, yüzünüz düşer, boğazınız düğümlenir, özgüveninizi kaybedip, kendinizi sorgulamaya ve akıl sağlığınızdan şüphe etmeye başlarsınız.
- Seçimleriniz ve yaptıklarınız konusunda daima aksini savundukları ve eleştirel bir yapıya sahip oldukları için bu kişilere fikrini sormayın ve akıl danışmayın, kararınızı verdikten sonra harekete geçin buna rağmen eleştirdiğinde fikrini sormadım ki cevabını verin. Yaptığınız seçimlerdeki yanlışlığı dile getirmeyin ve itiraf etmeyin ki tadınız kaçmasın. Fikriniz de sorulmadan söylemeyin nasıl olsa beğenilmeyecek. Sorduğu sorulara da anında cevap vermek yerine geç ve kısa cevap verin.
- Tuvaleti temiz bulmak isteyip kendi pis bırakan, komşudan şikayet edip kendi gürültü yapan, hakkını yedirmeyen ama hak yiyen kendisi dışındakileri genetik çöplük olarak gören ve hissettiren bu zihniyetten emir alan değil emir veren ve menfaat odaklı olun.
- Futbol sahasında oynayan değil, tribünden izleyen yuhalamaya meyillidir, ve yuhalayanlar toplumda her zaman kendisinin dinlenilmesinden hoşlanırlar, sizde bu sahaya inememiş, tribün takımını dinlemeyin ve haklı bile olsa asla hak vermeyin. Bunların hayat motivasyonları eleştri aşağılama hor görme ve saygısızlıktır. Sizdeki bu sağlam duruş ilk zamanlarda onu sinirlendirip tepkilerini arttırmasına neden olabilir, üzerinize daha fazla gelebilir, suçlayıcı konuşabilir, vicdani duygularınızı tetikleyecek birtakım konuşmalar yapabilir, özellikle ebeveynler yada çocuklar bu gibi durumlarda bu tepkisizliğinizin onları ne kadar üzdüğünü, ne kadar kötü bir evlat yada anne olduğunuzu söyleyebilirler. Sizde kendinizi suçlu hissedebilirsiniz, ve bunu en ufak bir mimikten, ses tonunuzdaki titreşimden bunu anlarlarsa üzerinize gelmeye devam ederler. Veyahut ne kadar üzüldüm sen böyle yapınca bir bilsen gibi cümleler de sakın başkalarının duygularını kendi sırtınıza almayın çünkü yetişkin olan herkes kendi duygusundan sorumludur. Eğer siz hakkınız olan bir şeyi yaptınız diye karşı taraf sizi haklı bulmak yerine kendini kötü hissediyorsa bu sizin sorumluluğunuz yada suçunuz değil kendi tercihidir.
Sonsöz: Bu öneriler işe yaramıyor, sesiniz içine kaçtı ve yüzünüzde ki gülümse bittiyse, kafanızın karıncalanması, yüzünüz de yanma, ateş basması, cilt döküntüsü, kaşıntı, öfke nöbetleri, sinir krizleri gibi fizyolojik tepkiler başladıysa, mutlaka profesyonel yardım almalısınız.
Siz kendi elinizle teslim etmedikçe kimse öz saygınızı elinizden alamaz. ‘Gandhi’